PLM’i günümüzde On-Premise yani kendi lokalimizdeki sunucularda kurmayı ve yönetmeyi iyi biliyoruz. Peki PLM sistemimiz kendi sunucularımız üzerinde değil de bir bulut servis sağlayıcının sunucusunda olsaydı bize nasıl avantaj ve dezavantajları olurdu? Bunun cevabını almadan önce bulut yapılarını inceleyelim;
- Iaas (Infrastructure as a Service): En temel bulut yapısı olan IaaS’de, servis sağlayıcınız size sunucu üzerinde ekran kartı, işlemci, depolama gibi gereksinimleri sunuyor ve kullanıcı kendi işletim sistemini ve daha sonrasında yazılımını kurup yönetiyor.
- PaaS (Platform as a Service): PaaS’ de sunucu üzerinde donanımların yanında işletim sistemi de sunulmakta. Kullanıcı sadece kendi yazılımını kurup üzerinde çalışmalarını yürütebilecektir.
- SaaS (Software as a Services): Bu yapıda ise tüm donanımlar, işletim sistemi ve yazılım hazır şekilde kullanıcıya sunulmakta. Kullanıcı, sahip olduğu bağlantı bilgisi, kullanıcı adı ve şifre ile sisteme erişip, kendisine verilmiş yetkiler çerçevesinde işlemlerini gerçekleştirebilecektir.
Bulut yapılarını kısaca özetledik. Şimdi de bulut hizmet çeşitlerinin neler olduğuna bakalım;
1. Public Cloud: En genel bu hizmet çeşidinde, tüm Public Cloud kullanıcıları aynı sanallaştırılmış sunuculara normal internet hattı üzerinden bağlanır. Burada yapı genellikle “tenant” lar şeklinde ayrılmıştır. Sunucunun tüm fiziksel kaynakları tüm kullanıcılar tarafından ortak olarak kullanılmaktadır. Tabi ki bu kullanıcılar diğer kullanıcıların verilerini görüyor demek değil. Birkaç katlı güvenlik sistemi ile IP hakları korunuyor.
Diğer bulut çeşitlerine göre daha az maliyetli olduğu için küçük ve orta ölçekli firmaların tercih sebebidir.
2. Private Cloud: Bu yapıda ise hizmet sağlayıcının sunucularına VPN üzerinden daha güvenli bir şekilde bağlanılmaktadır. Network ile ilgili servis sağlayıcı ve satın alan firma arasında canlı sisteme geçiş öncesi bir çalışma gerektiğinden, Public Cloud’a göre devreye alınması biraz daha uzun sürebilir.
3. Hybrid Cloud: Public ve Private Cloud çözümlerinin birleştirildiği bir çözümdür.
4. Dedicated Cloud: Bazı ülkelerde hatta bazı savunma sanayi firmalarında bulut sistemleri ile ilgili regülasyonlar olabilmekte. Bunlardan biri de verilerin olduğu sunucunun firma bünyesinde olması gerektiği gibi. Bu sorunu çözmek için geliştirilen Dedicated Cloud sisteminde, sunucu şirketin bünyesinde muhafaza edilmekte fakat bakımı ve güncellemesi servis sağlayıcı tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bu yapıda tüm fiziksel ve sanal kaynaklar o müşteriye ayrılmıştır ve bu yapı müşterinin IT yapısı ile entegre çalışmaktadır.
GÜVENLİK: Bulutta çalışmaya başlamadan önce kullanıcıların aklında “güvenlik” büyük bir soru işareti olabilir. Bunun için servis sağlayının gerekli güvenlik sertifikasyonları sorgulanabilir. ISO 9001, ISO 27001 ve 2, gibi. Aynı zamanda GDPR ve OWASP konuları da sorgulanmalı.
YEDEKLEME: On-Premise PLM sistemlerinde yedeklemenin çok zor, çalışılması gereken ve maliyetli bir konu olduğunu biliyoruz. Bulut çözümlerinde yedeklemenin hizmet servis sağlayıcı tarafından ne kadar sıklıkla yapıldığı geçmiş yıllardaki rakamlarla beraber sorulabilir.
SLA(Service Level Aggrement): Bulut hizmetini satın almadan önce SLA konusunda da anlaşma sağlanmalı. Burada, online olarak müşterinin hizmetlere ulaşabilme oranı sorulmalıdır. Hizmeti sağlayanların geneline bakıldığında bu oran %95’ten fazla olduğu görülecektir. Bu rakam haftalık veya aylık olarak sunulabilir. Sunucuya bakım ve güncelleme yapmak üzere sisteme erişim kapatıldığından bu rakam %100 olmayacaktır. Fakat bu rakam çok düşük ise hizmetin kalitesi ve devamlılığı tartışılmalıdır.
Bulut teknolojisi ve hizmetleri hakkında bilgi sahibi olduk. Şimdi de PLM sistemimizi bulutta tutarsak avantaj ve dezavantajlar ne olacak bunlara bakalım;
Avantajları
- 7/24 kullanılabilir bir ortam (SLA oranına dikkat!)
- Kurulumu ve kullanıma başlanması On-Premise sistemlere göre çok hızlıdır.
- Sunucular satın almak, yer tahsis etmek, depolama,yedekleme ile uğraşmak ve tüm bunlar için IT ekibi istihdam edip onları eğitmek zorunda değilsiniz,
- Nerede olursanız olun, sisteme siz ve iş ortaklarınız ulaşabilir ve beraber çalışabilirsiniz.
- Sistemi kullanan dünyadaki tüm kullanıcılar ile aynı platformu kullanıyor olacaksınız. (Single source of truth!) Belirli periyotlarla sisteminiz otomaik olarak güncelleniyor olacaktır.
- Belki de en önemlisi, toplam sahip olma maliyeti (TCO,Total Cost of Ownership). PLM projesine başlamadan önce 100 birimlik bir bütçeye sahip olduğumuzu düşünelim. On-Premise ve On-Cloud senaryoları için bu bütçenin ne kadarı ile lisans satın alabilirim? Hizmeti alacağınız firmadan firmaya bu rakamlar değişecektir. Fakat sonuç olarak PLM sistemini bulut üzerinde kurmanız halinde daha çok lisans alıyor olacaksınız.
Dezavantajları
- Hizmet sağlayan firma tüm altyapısını tüm müşterilere sunduğu için firma özelinde çok detaylı bir sistem özelleştirmesine izin vermiyor olacaktır.
- Verilerinizin saklandığı veri merkezinin yerini seçemiyor olabilirsiniz.
- Şirket bünyesindeki ERP, MES gibi platformlara entegrasyonu konusunda bazı hizmet sağlayıcıların çözümleri olmayabilir.